30 Ekim 2014 Perşembe

Ahşap yapılar yerine yüksek katlı binalar yaparak farklılık oluşur mu?

Osmanlı ahşap mimarisinin en gözde iki merkezi olan Sultanahmet ve Zeyrek bölgesi için uzmanlardan dikkat çeken uyarılar geldi. Bir tarafta Suriyeli sığınmacılar, diğer yanda güncel yaşam şartları bu dünya kültür mirası üzerinde ciddi baskı oluşturuyor. “Mısırın piramitleri, Çin’in imparatorluk sarayı, zigguratlar ne kadar dünya insanlığı için değerli ise Zeyrek’teki ahşap yapılar da insanlık için değerlidir.” diyen Yüksek Mimar Şimşek Deniz, “Bu yapılar aynı zamanda şehrin karakterini ortaya koyuyor. Siz de bu kimlik ve evlerinizde dünyada bir değer ifade ediyorsunuz. Yoksa yüksek katlı apartmanlarla siz hiçbir farklılık ortaya koyamazsınız.” uyarısında bulundu. 

Dünyanın nadide kültür örneklerinden biri olan Osmanlı’daki ahşap yaşamı İstanbul’da ayakta kalma mücadelesi veriyor. UNESCO tarafından da dünya kültür mirası listesine alınan Zeyrek bölgesi bu alanlardan biri. Türkiye’de sit alanı anlayışı 1970’lerden sonra başlıyor. Bu tarihe kadar pek çok tarihi eser ve ahşap yapı kaybolup gitti. Uzmanlar 1985 yılında dünya kültür mirası listesine giren bu bölgeler için aynı akıbetin yaşanmasından tedirginlik duyuyor. Çünkü hem betonlaşan şehir yaşamı, hem de İstanbul’un göç ve sığınmacı toplayan yapısı bu miras üzerinde tehdit unsuru oluşturuyor.
haberin devamı
http://www.evkolay.net/ahsap-yapilar-yerine-yuksek-katli-binalar-yaparak-farklilik-olusur-mu-haberdetay/?id=1574

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder